Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Doğru Merdiven

Resim
Merdiven binanın düşey sirkülasyon elemanıdır. Kendine has özelliğinden dolayı hatalı inşa edildiğinde kullanışsız ve tehlikeli olabilmektedir. Çok büyük bazı projelerde uygulamada ne yazık ki hatalar olabiliyor. Paha biçilmez bir villanın bile merdivenleri kullanışsız ve hatalı yapılabiliyor. İnşaatın hem proje safhasında hem uygulama safhasında bulunmuş bir mimar olarak bunlara şahit oldum ne yazık ki. Daha ilginç bir şey söyleyeceğim memleketimizde işi sadece merdiven üretmek olan bazı iş sahipleri bile doğru merdiven yapmasını bilmiyor. Daha kötüsü anlattığınız halde yanlışını kabul etmiyor, edemiyor. Gelelim hatalara: Rıht yüksekliği . Merdiven bir katı diğer kata bağlar. İki kat arasındaki basamakların yüksekliği biz ona rıht deriz, birbirine eşit olmalıdır. Doğru hesaplanarak yapılmadığında çoğu zaman son basamak diğer basamaklardan çok farklı yükseklikte yapılabiliyor. Mesela aşağıdan yukarı doğru 17 cm 17 cm devam ederken son rıht 12 cm olabiliyor. Böyle bir hatalı uygu

Tevazu ve Kibir

Resim
Biri alçak görünüp yüksek olmak, diğeri yüksek görünüp alçak olmak. Tercih herkesin paşa gönlüne kalmış. Olmazsa kibrile riya sensin ol beyt-i kibriya. Ondandır alçak gönüllüler çok sevilirlerken, kibirliler sevilmezler. Olması gereken tevazudur, alçak gönüllülüktür. İnsana yakışan budur. İnsan neyine bakıp ta büyüklenir? Değil kendi, bulunduğu dünya kainatta bir nokta bile olmadığı halde. Kaldı ki dünya da bile kendisi, ne kadar aciz ne kadar çok şeye muhtaçtır. Üstelik zamana nisbetle bir hiç mesabesinde bir ömre malik bir fani değil midir? İsra suresi 37. Ayette Rabbimiz: “Yer yüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.” buyuruyor. Peygamberimiz güzel ahlakın en güzel örneğidir malüm. Onu görmeye gelen yabancılar tanımakta zorluk çekerlermiş. Çünkü peygamber olduğu, devlet başkanı olduğu halde beraber bulunduklarından farklı bir yeri bir duruşu yokmuş. Bir gün gene bir yabancı O'nu ziyarete gelmiş meclise bakmış biri

Sevgi Baht Olmuş Ezelden Bize

Resim
Sevgi baht olmuş ezelden bize Sizde bir türlü bizde bir türlü ilahisi sevginin coşkusunu güzelliğini ne kadar güzel ifade ediyor. Duyguların en güzeli sevmektir. İyiyi sevmek doğruyu sevmek güzeli sevmek güzelliği sevmek güzelliği yaratanı sevmek. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü. Dünyada olumlu, faydalı, güzel şeyler hep sevgiyle meydana gelir. Kötülükler de zıddı nefret ve kinle. ( Not 1 ) İnsanoğlu dünyaya geldikten sonra sevgiyle büyür. İlk sevgi ilk sevdiğimiz annelerimizin bize verdiği sevgidir. Yaşamak hayata başlamak hayatı devam ettirebilmek için insanoğlu sevgiye sevilmeye doğuştan itibaren muhtaçtır. Her ne kadar bu sevgiye ihtiyaç grafiği doğumda yüksekten başlayıp sonra biraz azalsa da yaşlanınca tekrar yükselmektedir. Sevmek insanın içini rahatlatan, gönlüne huzur veren, insanı hayata bağlayan, hayattan tad almasını sağlayan en asil duygudur. Kötülükler hep sevgisizliğin sonucudur. Kişi gerçekten sevdiğine zarar veremez, kötülük yapamaz. Kötülük ya

SILA-İ RAHİM

Resim
Nisa suresinin birinci ayetinde Rabbimiz: “ Allahtan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının” buyuruyor. İşte bu akrabalık bağlarına riayet etmeye sıla-i rahim diyoruz. Akraba kelime olarak yakınlar demek. Yakınlar da Anne ve baba ile başlıyor. Dede, nine, kardeş, amca, hala, dayı, teyze ve onların çocukları olarak devam ediyor. Kişi iyilik edecekse en yakından başlamalıdır. “Yabancı birine yapılan iyilik bir savapsa yakına yapılan iki savaptır.” buyuruyor peygamberimiz. İki olmasını şöyle açıklıyor: “Birincisi iyilik etmek, ikincisi de sıla-i rahimi gerçekleştirmektir.” buyuruyor. Cuma hutbesi sonunda okunan Nahl suresinin 90. ayetinde Allahu Teala şöyle buyuruyor: “ Şüphesiz Allah adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder , hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” Sıla-i rahimin önemini anlatan diğer ayetler: Hem Allah'a ibadet edin ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın sonra ba

Dua ve Salat-ü Selam

Resim
“ De ki: (Ey insanlar!) "Kulluğunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye değer versin! (Ey inkârcılar!) Siz O’nun dinini yalan saydığınız için bunun günahı artık yakanızı bırakmayacak!” Furkân Suresi - 77 . Ayet   “ Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!” Mü'min Suresi - 60 . Ayet “ Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey mü’minler, siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslîmiyetle selâm verin!” Ahzâb Suresi 56. Ayet “Dua müminin silahıdır.” Hadis-i Şerif “Dua ibadetin özüdür.” Hadis-i Şerif Konu dua olunca ayet ve hadislerle başladık. Fatiha süresinde de “Biz yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz” buyuruyor kulunun dilinden Rabbimiz. Sadece dua hakkındaki ayet ve hadisleri yazıp anlamlarını versek sayfalar tutar. Bu rahmet denizinden bir kaç damla gönlünüze serpiştirebilirsek n

Zaman Hazinesi

Resim
Bir daha ele geçmeyen ve kıymeti elden çıkınca anlaşılan değerler vardır; sağlık, gençlik, zaman gibi. Bunların elden çıktıktan sonra ne yazık ki geri dönüşü de yoktur. Ondandır ki çok kıymetlidirler. Kıymetlerini bilmeli elden çıkmadan en iyi şekilde değerlendirilmelidirler. Yoksa sonraki eyvah, keşke ve pişmanlık fayda vermeyecektir. Sağlığınıza zarar verecek şeylerden uzak durun, yemenize içmenize dikkat edin. Abur zubur yiyip içenlerden olmayın. Gençliğinizi boş, faydasız, zararlı şeylerle geçirip heba etmeyin deyip asıl anlatılması ve anlaşılması zor olan zamandan bahsedeceğim. İlk bilinmesi ve hiç unutulmaması gereken zamanımız sonsuz değildir. Aksine sınırlı ve kısadır. Peygamberimiz Gelecek ne varsa yakındır buyuruyor. Sayılı gün çabuk geçer der büyüklerimiz. Mühim olan o günleri değerlendirmesini bilmek, zararlı, faydasız boş şeylerle geçirmemektir. Bu zaman nehrinin akıntısına kapılıp ve bu nehrinin yolculuğu hiç bitmeyecek sanarak bir köpük misali düşüncesiz gayesiz gay

Kanunlarımız Hakkında

Resim
TÜRK MEDENİ KANUNU B. Evlenme engelleri I. Hısımlık Madde:129- Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır: 1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında, 2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında, 3. Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında. Birbiriyle evlenmeleri yasak olanlar Medeni kanunumuzda yukarıda yazılı olduğu gbi belirtilmiştir. Görüldüğü gibi amca, dayı, hala ve teyze ile yeğen arasında evlenmenin yasak olduğu belirtilmiş fakat yeğen çocuğuyla evlenilip evlenilemeyeceği belirtilmemiştir. Buradan maalesef evlenebilirler manası çıkmaktadır. Ancak kültürümüzde bu evlilikler de yasaktır. Günümüzde aydınlarımız yakın akrabayla evlenmenin aleyhinde olmalarına rağmen, kültürümüzce yasak olan evliliğe, medeni hukukumuzca izin veriliyor olması hiç bir aydınımız tarafından dile geti

PINTEREST

Resim
Sosyal medyada şimdilik fazla tanınmayan diğer uygulamalara göre daha az yaygın olan Pinterest'den konuşalım diyorum. Pinterest daha çok fotoğraf resim gibi görsel objelere yönelik bir platform. Bilgisayar tablet telefonla kullanmak mümkün. Sadece seyredebildiğiniz gibi isterseniz kaydolup kendi sayfanız olması da çok kolay. Sayfanız olunca istediğiniz türde panolar oluşturup zevkinize göre hoşunuza giden kayıtları panonuza pinleyebiliyorsunuz. Sayfanıza kaydetmeye bu uygulamada pinleme deniyor. Benim sayfamda PINTEREST – GÖRÜLESİ GÜZELLİKLER başlığına bağlı bir pinterest sayfam var, ziyaret etme lütfunda bulunursanız panoları ve pinleri görebilir basit bir pinterest sayfası hakkında bilgi edinebilirsiniz. İlgi duyarsanız bir kaç dakikada kendi sayfanızı da açabilirsiniz. Böyle bir sayfa sahibi olmanın önemli bir faydası bilgisayarınızda yüklü olan kendi fotoğraflarınızı pinterest sayfanıza kaydedince kaybolma riskinden kurtulmanız. Ayrıca bilgisayarınızda saklamanıza da gerek k

Emirgan

Resim

Mimarlık

Resim
Mimarlık Bölümünü de faaliyete geçirmemiz gerekiyor. Tabi Üniversite hayatımda ilk göz ağrım Mimarlık. Gerçi bir göz atma olarak Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi de var. Şöyle: 1973 yılları ilk üniversite kaydımı Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesine yaptırdım. Bir hafta derslere devam ettim. Bölümü çok ta sevdim. Ne var ki Ankara'da o zamanlar hiç tanıdığım yok, bir de Ankara'nın hava kirliliği var. Bizde Yahya Kemali çok severiz huyu bize de geçmiş herhalde. İstanbul'dan Ankara'ya gidip oraya alışmak kolay da gelmedi bana. İlk fırsatta puanım denk gelince kaydımı siyasaldan sildirip İzmir Alsancak'ta Mimarlık Bölümüne aldırdım. Mimarlığı İzmir'de çeşitli maceralarla okuyup bitirdim. İşe İstanbul'da başladım. Hakkımda bölümünde detaylarını anlattım. Şimdi mimarlıktan bahsetmeye başlarken bana çok sorulan bir soruyla başlamak istiyorum. “Mimarla İnşaat Mühendisinin farkı nedir? Kısaca anlatacağım: Mimar inşa edilecek yapı ya da binanın ilk önc

Mimarlıktan Sonra Hukuk

Resim
Hukuk fakültesini Mimarlık fakültesini bitirirken girdiğim üniversite imtihanında kazanmıştım yıl 1979. Kayıt olmak için müracaat ettim. Benden lise diplomamı getirmemi istediler. Üniversite mezunu olduğumu mezuniyet belgesini versem olmaz mı dedim. Olmaz dediler. O zaman İzmir'e gidip Ege Üniversitesinden diplomayı almak zor geldi. Nasip bu ya gitmedim. Yıllar sonra af çıkınca o zaman olmadı şimdi okuyacağım dedim ve 2013 te İstanbul Hukuk'a başladım. 2017 de bitirmek nasip oldu Hamdolsun. Burada bir hatıramı anlatacağım: Mezuniyet törenime oğlum gelinim ve o zaman henüz yaşını doldurmamış torunum birlikte gelmiştiler. En az mezuniyetim kadar sevinmiştim. Bir ara Annesiyle babası okulun mescidinde namaz kılıyorlar ben de dışarıda torunumun bebek arabasının başında bekliyorum. Mescidden çok sevdiğim hocalarımdan biri olan Prof Dr. Aydın Gülan Bey çıktı, yanıma geldi bana bebek arabasına baktı “Torunum hocam” dedim. Hocam da: “O senin mezuniyet törenini gördü, inşaallah sen d

Hakkımda

Trabzon Araklı'nın eski adıyla Goga Köyünde dünyaya geldim. Bu günkü adı Yeşil Köy. İlk Okuldan sonra İstanbul İmam-Hatip Lisesi ve Davut Paşa Lisesinden mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümünü 1979'da bitirdim.  Türkiyede çeşitli proje ve şantiye çalışmalarından sonra 1981-82 yıllarında Libyada şantiye şefliği yaptım. Erzincanda 4 aylık kısa dönem askerlikten sonra Mimarlık büro çalışmaları, Seyaş Mimarlık Mühendislik A.Ş. de proje çalışmaları, Fürsan A.Ş. de İnşaat Kontrollüğü, İdari İşler Amirliği, Birlik A.Ş. de İnşaat ve Proje Müdürlüğü yaptım, Lafem Giyim de İhracat Müdürü olarak çalıştım. Yıldırım İnşaatta İnci Park Evleri kompleksinde İnşaat Müdürlüğü yaptım. Kuzu Grupta Kuzu İnşaatta 1050 konutluk bir projede şantiye şefi olarak çalıştım. Emay Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik A.Ş. de toplu konut ve stad inşaatlarından oluşan 9 şantiyeden sorumlu Proje Müdürü olarak çalıştım. (1982-2013) 2013 yılında aftan yarar
              e-mail: alisoyyigit@gmail.com                                            

Annemin Bir Tek Kızıydın

Babamın üç oğlu vardı ama Annemin bir tek kızıydın Benim dar-ı dünyada tek ablam Ağabeylerimin tek kız kardeşiydin Hepimizin gözbebeğiydin Eniştem senden şikayet ederken bile Kadınların evliyası derdi Annem her zaman seni çok sevdiğini belli eder Eminem dediği zaman bir başka Eminem derdi Maddeten manen güzeldin sen Seni tanıyan mutlaka severdi Hayrın dokunur herkese Herkes müslüman işte bu derdi Sözün her zaman doğru yüzün güleçti Hayatın çeşit çeşit çilelerle geçti Cennete hazırlanıştı çilen de Dünya bu kadar çabuk mu geçecekti? Beş gün evvel son defa görüştük bilmeden Son defa sohbet ettik havadan sudan köyden 23 Nisan bayramı vuslatın oldu Dünyaya gelişin de gidişin de köyden, köyümüzden... Ali Soyyiğit

Babacığım

Canım Babacığım Gülen gözlerin Kendine özel sözlerin Bakışların ah o bakışların Güleç yüzün gözlerimin önünde Oturmuş eski yazı cenk kitabı okuyorsun Gözlükler gözlerinde perdesi açık pencerenin önünde. Beş yaşında babandan ayrılmışsın. Seferberliğe giden baban dönmemiş seferinden Anacığın yetim büyütmüş seni Savaş yılları kimsesiz geçmiş Birinci Cihan Harbi Sen dokuz yaşındayken sona ermiş. On dört yaşında Cumhuriyet kurulmuş Yirmi yaşında 1929 da annemle evlenmişsiniz. Beş yıl üzerine 1934 te ilk oğlunuz Ömeriniz dünyaya gelmiş. Dünyalar kadar sevinmişsiniz. Evliliğinizin sekizinci yılında 1937 İkinci oğlunuz doğmuş Adını Ahmet koymuşsunuz İkinizin babalarının adları Onunla yaşasın diye. 1940 ta tek kızınız gelmiş Evlada doymuşsunuz. On üç yıl aradan sonra 1953 Beklenmezken bir gelen Dar-ı dünyaya gelmişim ben Ali'miz demiş Hepiniz sevmişsiniz En küçük evladınız Bendeniz O dört kardeş Bu gün kırkı aşkın bir sülale Damatlar, gelinler Torunlar, torun çocukları Dünyaya ye

Anneciğim

Çok özledim seni Anne Görüşüp konuşmayalı Altı yıldan fazla olmuş Öksüz Garip Kimsesiz kalalı Oğlun. Hesapsız Çıkarsız Karşılıksız Şartsız Seven yok Menfaatsız Metelik veren... Her şey Köprüyü geçene kadar. Yalan Selamlar İyi akşamlar. Katıksız sevgini Özledim Gülen yüzünü Acı, tatlı Her sözünü Özledim. Annem Sevdiğim Sevdiceğim Anneciğim! 17 Ağustos 2006 Perşembe Oğlun Ali Soyyiğit

Gülleri Koparmamak

Gülleri çok sevdim Eskiden beri Hele pembe güller vardır Gerçekten gül kokan Yapraklarını kuruttuğumuz Bir yaprağını Bir hatıra defterinin Bilmem kaçıncı sayfasında Unuttuğumuz. Bir yaban gülümüz vardı Memlekette Bağla bahçenin Birleştiği yerde Dokununca Yapraklarını dökerdi İlk tanıdığım güldü Yaban olduğunu Yıllar sonra öğrenmiştim Sevgim hiç eksilmemişti O ilk gülümdü. Sonra çok Güller gördüm Renga renk Beyaz Sarı Pembe kırmızı Gülleri Hep sevdim Solmasın diye Koparmadan sevdim Sevginin gereği Koparmamaktı Gülleri. Ali Soyyiğit

Yar İster

Gül deyip geçme Hele gülüm diyebilmek Bir goncaya Terki ağyar ister. Bir gonca ki Açmak için: Toprak ister Fidan ister Dal ister Damla damla Yağmur ister Rüzgar ister Har ister Hüzme hüzme Işık ister Gece ister Gün ister Bağ ister Bağban ister Bahar ister Ova ister Dağ ister Diyar ister Sevgi ister Saygı ister Gönül ister Yar ister 20 Temmuz 2006 Ali Soyyiğit

Vefasızlık

Tutulursun Tutkun olursun Güzel... Tutmak Tutulmak iyi. Atılmak Kötü... Hem de kolundan değil, Kulağından tutulup atılmak, Cezalandırılmak, Ne halin varsa gör diyerek. Atılmadan insan bilmezmiş Atılmanın ezikliğini. Atılmadan hayal edilmezmiş Savruluşun rüzgarı... Nefes almak kolay değilmiş Terkedilirken. Vefasızlık yakarmış Yıkarmış insanı... Ali Soyyiğit

Yangın Yeri

Aşk köz köz ateşmiş Göz göze gelince Yanan Alevmiş yangınmış Kor olup kül edip Yakan. Seveceksin susacaksın Susayacaksın Kızgın güneş altında Pınarın başında Duracaksın Damla Tatmayacaksın. Terk edileceksin Anılmayacaksın Unutulacaksın yıllarca Bir an Unutmayacaksın Sevilmeyeceksin Değer verilmeyecek Bir pula değmeyeceksin Dünyaya Değişmeyeceksin. Aşk saadet değil Aşığın kaderi. Aşıksa Yangın yeri... 15 Ağustos 2006 Ali Soyyiğit

Gönül

Bu gün Bizim günümüzmüş Dünyanın kutladığı Bizi örnek almış Sevgililer Aşıklar beni Maşuklar bendekini Bak Bana küsersen Yer yüzünde Yer yer Aşk yangınları çıkacak Söndürmek için Sağnak sağnak Aşıklar ağlayacakmış. Çatma kaşlarını Gülümse biraz Gül Bu yaktığın Çer çöp değil Gönül Gönül! 14 Şubat 2007 Sevgililer Günü Ali Soyyiğit

Duymamaya Devamet

Makinalara bağlı Bitkisel hayatta Bir hastayım Uzaktan kumandalı fişi Dudaklarının arasından çıkacak Bir çift lafa bağlı Susuşunla Elektriği kesilecek Sen susmaya devam et… Uzaklardaki Birleşmiş Milletler Yardımına ulaşmağa çalışan Akbabanın takip ettiği Zenci çocuğum İstersen resmimi de çekme Çek git Görmemeğe devam et… Sonbaharda Yapraklarını dökmüş Kurumuş bir ağacım Fırtınalarda savrulan Rüzgâr ıslıkları arasında Son sözlerini mırıldanan Duymamaya devam et… Okyanusta Dağ dalgalarda Batan küçük bir kayığım En büyük gemiyle geç Bir can simidi bile atma Dünyalar senin Benim olsun dibi denizlerin Sen yoluna devam et. Kızgın çölde dolaşan Damla suya muhtaç Bir bedeviyim Kevser şarabına duvar ol Damla tattırma Susuz kuyulara at Kervanlara sat Yık Yakub’u Ağlatmaya devam et Müebbede mahküm Karanlık zindanlarda Mahpus biriyim Güneş ol Dünyayı aydınlat ama Zerre ziya verme zindanlarıma Kaybolup giderken karanlıklara Bir mum olsun Yakmamaya devam et. Şubat - Mayıs 2007 Ali Soyy

Hayata Yeniden Başlamak

Ürpertici güzel Gözlerin var senin Büyüleyen Güzel mi güzel Onlara şiir yazmak Aşkın kanunu olsa gerek Zorlama yok Yalana, iltifata Hiç gerek yok Gecenin karanlığı Kömürün karası Eşsiz bir gönlün aynası Hayatın ateşi, suyu, havası… Saniyesi asırlara bedel Bakmak o gözlere. Güzelliğin pınarından Hayat iksirini içmek, Çölde yağmurlarla ıslanmak, Kutuplarda güneşle ısınmak, Fakirken trilyoner olmak, Ağlarken gülmek, Düşerken durup yükselmek, Her şeyden ümidi kesmişken Hayata yeniden başlamak… 22 Kasım 2006 Ali Soyyiğit

Vuslattır Sema

Bir saadettir sema Gerçekten hay olana Canda cananın taşır Hem bilinir ol ana Gülzar içinde yatan İster uyanmak her an Kalksa zindana düşer Zindan içre uyuyan Farketmez mi cevheri Maden içre yaşayan Gözü ama olana Değil hiç bir şey ayan Gönüllerin aktığı Yare vuslattır sema Böyle zata neyleye Ney, def ya da sema Kıblegaha yüz tutan Semadadır dü cihan Kabe halkalarında Semaya döndü cihan Tat istiyorsan mevcüt Hem de fi sebilillah Kaynak ise muradın Gel de kan bi iznillah Ali Soyyiğit

ELHAMDÜLİLLAH

Çok zengin olduğumun farkına vardım bu gün Sahibim benim zira sahibi yerin göğün.

UYUMA

Saadet-i ebedi İstiyorsan uyuma Yar aşkının narına Yakıl ve yan uyuma Ömrünce hep uyudun Ne kazandın ne buldun Bu gece gel Hak içün Sabaha dek uyuma Geceleri ey gönül Sehere yay uyuma Firak-ı şems hüznüyle Dolaşan ay uyuma Zulmetinden dünyanın Aydınlığa yürü koş Kova burcun örnek al Nura yürü nura koş Bir lokmaya talip ol Büyük olsun yutmağa Kitaplarda olmayan İlmi iste tutmağa Bir sır vardır gönlünde Hak dostunun, velinin Cibril bile bilemez O sır olsun dileğin Ol cenneti isteme Salih bir kul olmadan Hak'ka layık bir kul ol Lütfa nail olmadan Sonu varsa mülkünü Süleyman'ın isteme Müslümanın gönlünü İncitmeyi isteme Müşkülünü gideren Hakikata erdiren İlmi öğren ve yaşa Nihayete ermeden Aklın devşir başına Terket yoğu var için Var sanılan var değil Yari iste yar için. Ali Soyyiğit