Kanunlarımız Hakkında

TÜRK MEDENİ KANUNU

B. Evlenme engelleri
I. Hısımlık
Madde:129-Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:
1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,
2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,
3. Evlat edinen ile evlatlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.

Birbiriyle evlenmeleri yasak olanlar Medeni kanunumuzda yukarıda yazılı olduğu gbi belirtilmiştir. Görüldüğü gibi amca, dayı, hala ve teyze ile yeğen arasında evlenmenin yasak olduğu belirtilmiş fakat yeğen çocuğuyla evlenilip evlenilemeyeceği belirtilmemiştir. Buradan maalesef evlenebilirler manası çıkmaktadır. Ancak kültürümüzde bu evlilikler de yasaktır.
Günümüzde aydınlarımız yakın akrabayla evlenmenin aleyhinde olmalarına rağmen, kültürümüzce yasak olan evliliğe, medeni hukukumuzca izin veriliyor olması hiç bir aydınımız tarafından dile getirilmemiş olması manidardır. Kültürümüze bu kadar yabancı kalmak acaba nasıl izah edilebilir?
İşte bir yakın akraba evliliği, kültürümüz yasaklıyor, medeni kanunumuz izin veriyor. Hangisini tercih edeceğiz? Şükürler olsun ki milletimiz medeni kanunu değil, kültürüne uygun olanı seçip uygulamaktadır.
Bir başka yasak olmayan yasak: Süt kardeşliği meselesi var. Bizim kültürümüze göre kişi süt kardeşiyle evlenemez. Medeni kanunumuzda böyle bir engel yok. Yakın akraba evliliklerini uygun görmeyenler işte kültürümüzün bu yasağına sahip çıkın. Medeni Kanunumuzu, nesillerimizi korumak adına bu konuda da kültürümüze uygun hale getirmeliyiz.

Bir başka çarpıklık: Miras hukukumuzda murisin mirasının paylaştırılmasında çocuğu olan murisin malından eğer annesi veya babası hayatta ise miras alamamaları hususudur. (Bu arada muris miras bırakan demek.) Zira bu durum çoğu zaman dedeyi ya da büyük anneyi torununa muhtaç duruma düşürmektedir. Oysa ki kültürümüzde çocuklarla birlikte mirasçı kalsa da anne veya babanın 1/6 miras payı hakkı vardır. Bu husus da kültürümüze uygun hale getirilmelidir.
Türk milletinin, İsviçrelilerin kendileri için hazırladıkları kanuna tıpatıp tabi tutulması doğru değildir.
Kanunlarımız, bizim kanunumuz diyebileceğimiz hale getirilmelidir.
Türk milleti kendi kanunlarını hazırlayacak potansiyele fazlasıyla sahiptir.
Bilhassa bu hususlarda: Yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı.


Saygılarımla
Ali Soyyiğit

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Elin Verdiğini Öbür Elin Görmesin

Doğru Merdiven

SILA-İ RAHİM

Tevazu ve Kibir

Sevgi Baht Olmuş Ezelden Bize