SILA-İ RAHİM
“Allahtan
korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının” buyuruyor.
İşte
bu akrabalık bağlarına riayet etmeye sıla-i rahim diyoruz. Akraba
kelime olarak yakınlar demek. Yakınlar da Anne ve baba ile
başlıyor. Dede, nine, kardeş, amca, hala, dayı, teyze ve onların
çocukları olarak devam ediyor. Kişi iyilik edecekse en yakından
başlamalıdır. “Yabancı birine yapılan iyilik bir savapsa
yakına yapılan iki savaptır.” buyuruyor peygamberimiz. İki
olmasını şöyle açıklıyor: “Birincisi iyilik etmek, ikincisi
de sıla-i rahimi gerçekleştirmektir.” buyuruyor.
Cuma
hutbesi sonunda okunan Nahl suresinin 90. ayetinde Allahu Teala şöyle
buyuruyor:
“Şüphesiz
Allah adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder,
hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp
tutasınız diye size öğüt veriyor.”
Sıla-i rahimin önemini anlatan diğer ayetler:
Hem
Allah'a ibadet edin ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayın sonra
babaya anaya, akrabalarınıza, öksüzlere, yoksullara, yakın
komşuya, uzak komşuya, arkadaşa, yolda kalmışa, ellerinizdeki köle
ve cariyelere de iyilik edin. Şüphesiz Allah kendini beğenmiş
olanların hiçbirini sevmez.
Nisa
36. Ayet
Sana
Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Maldan
harcadığınız şey, anne baba , yakınlar, yetimler, fakirler ve
yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah yapacağınız her
hayrı bilir.
Bakara
215. Ayet
“Bir
de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de
saçıp savurma.
İsra
26. Ayet
Allah'a
ibadet edin, O'na şirk koşmayın buyurduktan sonra sıla-i rahimi
emrederek Rabbimiz sıla-i rahimin ne kadar önemli olduğunu çok
açık olarak ayetlerinde ilan etmiştir.
Peygamberimiz
Medine'ye geldiğinde Abdullah bin Selam O'ndan ilk olarak şu
cümleleri duyduğunu belirtmiştir:
“Ey
insanlar selamı yayın, yemek yedirin, sıla-i rahim yapın.
İnsanlar uyurken geceleyin namaz
kılın
böylece selametle cennete girersiniz.”
Peygamberimiz:
“Akrabalık bağlarını kesip koparan cennete giremez”
buyurmuştur.
Bir
kutsi hadiste Allah CC. şöyle buyuruyor: “Ben Allah'ım, Ben
Rahman'ım, Akrabalığı Ben yarattım ve ona kendi ismimden bir
bölüm verdim. O halde kim akrabaya iyilikte bulunursa, Ben de ona
iyilikte bulunurum. Kim de akraba ile ilişkisini keserse Ben de
onunla ilişkimi keserim.
Hadislere
göre, bir günahı yapacağına veya sıla-i rahimi keseceğine dair
yemin edenin bunları yapmaması gerekir. Yani yemin etse bile günahı
işleyemez, sıla-i rahimi kesemez; yemin için kefaret verir.
Peygamberimiz
kendisine sorulan “İyi insan kimdir?” sorusuna verdiği
cevaplarda “Akrabasına en çok ilgi gösteren “
cümlesini kullanmıştır.
Bisetin
(İlk ayetlerin gelmeğe başlaması) ilk yıllarında müslüman
olmak üzere Mekke'ye gelen Amr bin Abese es Sülemi Rasülüllah ile
yaptığı konuşmada O'na Allah'ın kendisini nelerle gönderdiğini
sormuş. Peygamberimiz bu soruya verdiği cevapta: Tevhit inancı,
putları kırmak ve sıla-i rahimi sağlamak üzere gönderildiğini
ifade etmiştir.
Akrabaya
karşı görevlerimizi üç bölümde özetlersek:
1-
İyi bir insan ve müslüman olmaları için gayret göstermek.
“Yavrucuğum!
Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış,
başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar azmedilmeye değer
işlerdir.”
Lokman
17. Ayet
“Ey
inananlar! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan
ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü Allah'ın
kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan
melekler vardır.”
Tahrim
6. Ayet
Lokman
suresi 17. Ayette Lokman (AS) oğluna nasihatında: İbadet etmesini,
kendisi iyi olduğu gibi etrafındakilerin de iyi olmasına
çalışmasını, kendisi kötülük yapmadığı gibi
etrafındakilerin de kötülük yapmalarına mani olmasını istiyor.
Sabrı tavsiye ediyor.
Tahrim
suresi 6. Ayette Allahu Teala kişinin kendisini ve ailesini ateşten
korumasını bir vazife olarak emrediyor. Ayetlerden de açıkca
anlaşıldığına göre kişi yakınlarının iyi insanlar olması,
gerçek müslümanlar olması için elinden geleni yapması
Rabbimizin bize emr-i ilahisidir. Yerine getirirsek vazifemizi yapmış
oluruz. Eğer bu emirlere uymazsak mesul oluruz. Allah'ın emrini
yerine getiren mükafatını, yerine getirmeyen de cezasını
görecektir. Bu sılai rahimin ilk yoludur.
2-
Akrabayı ziyaret etmek sıla-i rahimin yerine getirilmesinin diğer
yoludur.
Bir
kutsi hadiste Yüce Allah'ın şöyle buyurduğu bildirilir:
“Birbirini benim için sevenler benim için bir araya gelenler,
benim için birbirini ziyaret edenler birbiri yolunda benim için
malını - canını feda edenler hakkında muhabbetim vacip
olmuştur.” Sıla-i rahim karşılık beklemeden yapılmalıdır.
Bir hadiste şöyle buyrulur: Sıla yapan kendisine yapılan iyiliğe
benzeri ile karşılık veren değildir. Asıl sıla yapan
akrabası kendisi ile ilgiyi kestiği zaman bile onları gözüp
gözetendir.
3-
Maddi manevi yardımda bulunmak
Kur'an
ve sünnette, yakın akrabaya iyilik yapmak, sadece bir ahlaki görev
değil, aynı zamanda hukuki bir sorumluluk olarak sunulur. Bir kişi,
Hz. Peygamber'e gelerek: "Ya Rasülallah, kime iyilik
edeyim?" diye sorunca, o şöyle cevap vermiştir: "Annene,
babana, kız ve erkek kardeşine, bunlardan sonra azatlı kölene.
Bunlara iyilik yapman, üzerine vacip olan bir görev ve sıla-i
rahmin gereğidir."
Sıla-i
rahim, kişinin, ana-babasından başlayarak akrabalarına sadece iyi
davranması, acılarını-mutluluklarını paylaşması ve onlara
ancak hukuki sınırlar çerçevesinde yardım etmesi anlamına
gelmez. Aynı zamanda, imkanı dahilinde ve akrabaların
ihtiyaçlarına göre, servetini de onlarla paylaşmasını
gerektirir. İlahi kanun, ailede zengin olan her bireyi, fakir
akrabalarının ihtiyaçlarını karşılamakla sorumlu tutar. İslam,
akrabaları açlıktan kıvranırken, insanın zevk ve sefahat içinde
yaşamasını, büyük bir günah olarak tanımlar. İslam, aileyi,
toplumun önemli bir unsuru kabul ettiği için, fakir bireylerin
geçimi, ilk önce ailedeki zenginler, daha sonra da diğer zenginler
üzerinedir. Her sosyal birimin, kendi içindeki fakir bireyleri
desteklediği bir toplum düşünün. Böyle bir toplum, elbette hem
ekonomik, hem sosyal, hem de ahlaki yönden yüce ve temiz bir toplum
olacaktır.
“Geri
dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını
kesmeye dönmüş olmaz mısınız? İşte bunlar Allah'ın
kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör
ettiği kimselerdir.”
Muhammed
22-23. Ayetler
“Onlar
öyle (fasıklar) ki Allah'a Kesin söz verdikten sonra sözlerinden
dönerler.Allah'ın, ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını
istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler ve yeryüzünde fitne ve
fest çıkarırlar. İşte onlar gerçekten zarara uğrayanlardır.
Bakara
27. Ayet
Rabbimiz
bizleri bu ayetlerde anlatılan sıla-i rahimi terkedenlerden
olmaktan muhafaza etsin. Şayet böyle bir hata içindeysek derhal
Allah'a sığınarak tövbe istiğfar ederek yakınlarımızla
ilişkilerimizi geliştirelim. Onların sevgisini gönlünü mutlaka
ama mutlaka kazanalım.
Peygamberimiz:
Rızkın bol ve ömrünün bereketli olmasını, adının daima
hayırla anılmasını arzu edenlere sıla-i rahimi tavsiye etmiştir.
Sıla-i
rahim rızkın artmasına, kat'ı rahim de azalmasına sebep
olacağı söylenmektedir.
Sevabı
en çabuk ulaşan hayır iyilik ve sıla-i rahimdir. Cezası en çabuk
ulaşan kötülük ise zulüm ve akrabalık bağını kesmektir.
Rasulullah şöyle
buyuruyor:
“Allah’a
ve ahiret gününe iman eden kimse sıla-i rahim yapsın.”
Ebu Eyyub el-Ensari şöyle dedi:
“Bir
adam Rasulullah'a gelerek:
− “Ya
Rasulallah, beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?”
dedi. Rasulullah:
− “Allah’a
ibadet eder ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar,
zekât verir ve sıla-i rahim yaparsın” buyurdu.
Yorumlar
Yorum Gönder